12 Mayıs 2012 Cumartesi

Belki

İçindeyken güvende hissettiğim t-shirtler hatırlıyorum.
Yüzümü dönüp saatlerce incelediğim, her bir çizgisini ezberlediğim duvarlar.
Dokunuşuyla nefesimi kesebilecek kudrete sahip bir oğlan çocuğu tanıyorum.
Ve O aynı zamanda tanıyamadığım en güzel adam.
Uyumayı tercih ettiği anlardan birinde kulağına bir şey fısıldamıştım, duymadı.
Sonrasında da hiç söylemedim.
Kendi aklımdan geçmesine bile izin vermedim.
Peki niye hakkında yazıyorum?
Sanırım bu uyurken nasıl göründüğü ile ilgili bir şey.
Yüzüyle belki.
Hareketli göz kapaklarıyla, hafif aralık dudaklarıyla.
Karışmış, küçük bir çocuğun saçlarına benzeyen saçlarıyla belki.
Belki de sakallarının farklı farklı yerlere yattığı boynuyla ilgili bir şey.
Onlarla sürekli uğraşıp nasıl ses çıkardığını düşünmemle ilgili belki de.
Bilemiyorum.
Tek bildiğim şey;
Onu uyurken izlemeseydim hakkında hiç bir şey karalamazdım

...
Hava yerine istemediğim mecburiyetleri soluğum gecelerden biri daha. 
Yaşanılmış ne varsa kulakları sağır eden sessizlik kadar sıkıcı.
Sessizliği bozmak istersin, bir şeyler söylemek.
Sonra yine tam olgunlaşmamış bir kaç cümleyle geçiştirirsin düşündüklerini.
Konuşamazsın ki sen, zaten hiç bir zaman konuşmakta iyi olmadın.
Anca yaz sen.
Sayfalarca ve günlerce sadece yaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder