23 Aralık 2013 Pazartesi

Uçsuz Bucaksız Yeşil

Hiçbir şeyi fazla yadırgamazdı,
Kendini herkese yetebilen bir orman gibi hissediyordu.
Çünkü uçsuz bucaksız seviyordu.
Hadi göğsüme yaslan,
Radyoda Tom Waits çalsın,
Beraber gözlerimin yeşiline uzanalım.

Boynunun huzura paralel uzayan sıcaklığına yerleşebilirim.
Parmak uçlarınla parmak uçlarımı birleştirip gökyüzüne bir kuş çizebilirim.
Çünkü senin ellerini tutmanın şiirsel bir yanı var.
İkimizin de dizesi olduğu bir şiir.

Hadi bacaklarıma uzanıp uyu sen.
Ve avuçlarınla, dudaklarınla, dokunuşlarınla hep benim ol.

20 Eylül 2013 Cuma

Tarçın

Saat kaç olursa olsun.
Umutsuz bir ilişki değildir gökyüzü.
Çünkü seni düşündükçe kuşlar konar gönlüme.
Sesini duyduğumda, gökyüzüne yükselirler. Benim derdim senin sesinden ibarettir.

Seninle hep bir güvercin kadar hafif kelimelerle konuşalım biz.
İçimizdeki atmaca hiç ortaya çıkmasın olur mu?
Ya da ben yanan bir bulut parçası olayım, 
Sen de yıldızlar.
Işıldat yer/yüzünü hadi.
Rüzgarı yıkayalım beraber.
Sonra da bir şiir yazalım.
Tarçın koksun her kelimesi.

Hiçliğin açtığı boşlukları elleriyle kapatan adam;
Kalbinin odalarına ev,
Ağaçlarının dallarına salıncak kurduğum.
Dokunuşlarına çiçekler açtığım.
Şunu bil ki karışmak güzel senle, bütünüyle.

Beni seven yerlerinden öperim.


25 Haziran 2013 Salı

Müzik Kutusu

Kalbini, ritmini hissedebileceğim bir yere koy ve bana ver.
Mümkünse bir müzik kutusuna.
Çünkü senin ellerin, yüzüme müzik kutusudur.
Avuçlarının arasına her aldığında kalbimi çalan.

Yanağından öpülesi müzik kutusu.
Senin sakalların bir şiir, bir manifestodur.
Şiir'e kaçan kelimeleri,
Kovalayan müzik kutusu.

Dışıma kaydedilmiş müzik kutusu gibi,
Yanımda olmadığın zamanlar sürekli seni tekrarlıyor.
Hadi,
Kalbini bir müzik kutusuna koy da ver işte bana.
Ben de seni nasıl sevdiğimi, 
O müzik kutusuna saklayayım.
Senin müziğinde birlikte dans etsinler.

Kemiklerimde hissediyorum çaldığın müziği.
Ve senin müziğin konuştuğunda, kelimeler susar

...


9 Haziran 2013 Pazar

Çalılık

Gökyüzü yeşil sevgilim, 
Çimenler mavi. 
Sen yanımdasın ya şiir anlam kazanıyor,
Ben anlamsızlaşıyorum.

Yanıma uzan biraz, 
Gözlerinin altını çizeceğim.
Hadi gel,
Çalılıklarının arkasına saklanalım
Kalabalık bir caddenin.
Gecenin heyecanıyla,
Sevişelim sessizce.
Kalbimin ritmini sesine al.
Çünkü çıkarttığın o ufak iniltilerini seviyorum.
Dudaklarımla gezinirken üstünde, 
Çırılçıplak teninin.

Ben sana karşı her şeyi böyle yazabiliyorum da,

Gel gör ki hiç birini söyleyemiyorum.
O yüzden şimdi sana şiirler giydirmekle meşgulüm.
Dudaklarınla oyalama beni. 


28 Mayıs 2013 Salı

Devrim

Kaos yaratıyor bana bakışın.
Bütün duygularım birbirine giriyor.
Kocaman bir devrimdir bana dokunuşun. 
Ve dokunduğunda yeni bir akım başlar.
Şimdi kalkıp yazsam seni bu satırlara herkes seni sever.
Ama bilirsin, bencilim sevgilim.
Paylaşmam kokunu.

21 Mayıs 2013 Salı

Çamur Göz

Ardımda bıraktıkça önüme çıkması yetmezmiş gibi,
Ben kaçtıkça üstüme gelen insanlar var.
Aslında çoktan alışmış olmam gerekiyordu,
Hala bu durumu neden yadırgıyorsam.
Çamura bulanmış iki ayak gibi oldu gözlerim, 
Sürekli birilerinden kaçırıyorum.
Sürekli bir görmeme isteği.

Neden diye soracak olursanız;
Bir zamanlar birbirimizde gördüğümüz şeyleri,
Sonrasında birbirimize çok görmemizden kaynaklanıyor.
Ya da bir daha düşündüm de;
Aslında sandığımız gibi değil, kandığımız gibi olduklarını anlamamızdan kaynaklanıyor.

Ama bakmıyor olmam, görmüyor olmam demek olmuyor tabi ki.
Görmeden de anlayabiliyorum mesela üzerimdeki bakışlarını.
Düşüncelerin de kokusu var.
Ve burnunuz iyi koku aldığı sürece,
Karşınızdakinin ne düşündüğünü anlamanız da mümkün oluyor.

Söylemek istediğim şu ki;  görmezden gelmişsin, yorulmuşsundur.
Otur bir soluklan.
Sonra gülümse, 
Gülümsemen o insanlara inat olsun, hem de onlara rağmen.
Ve unutma ki,
O insanlar aslında kimin yanında olman gerektiğini daha iyi anlaman için varlar, o kadar.


13 Mayıs 2013 Pazartesi

Gökyüzünün Penceresi

Seninle parmak uçlarımızda kısa devre var gibi,
Ne zaman birbirimize dokunsak yanıyoruz adam.
Yine de istiyorum ki,
Sen hep uykularıma karış.
Karanlığıma karış.
Kokunu bağışla geceme.
İnan bana kokunun bıraktığı hissin etkisinde yıllarca demlenebilirim.
Çünkü bu beni daha çok sen yapar.

Aklımın duvarlarında portrelerin asılı.
Gülüşün kalbime değiyor.
Daha önce de söylemiştim;
Kalbim kalbini sahiplendi bir kere.
Kalp atışlarında gidip geliyorum.
Hadi geceyi üstümüzden çıkaralım.
Gözlerin karşılasın beni sabaha karşı.

Uzun lafın kısası,
Pencerene gökyüzüyüm.
Pencereme gökyüzü ol.

9 Mayıs 2013 Perşembe

Martı ve Şarap

Sen sakalı şiirle karışık şarap kokan adam,
Kalbime bağdaş kurup oturmuşsun.
Valizinle gelmişsin, son durakta inmiş gibi.
Her şeyden habersiz girmişsin yaşantıma.
Dahil olmuşsun işte bir noktasından.

Gülüşlerinde birkaç şişe şarabı deviriyorsun şakaklarıma.
Konuşmak içinse kelimelere ihtiyacın yok
Aklından geçenleri öpüşlerinde okuyabiliyorum.
Ve dudaklarının kenarında yatıya kalmak istiyorum.
Zihninden geçirdiklerin, 
Kalbine giderken gözlerinden okunuyor. 
Sen bakarken bana, her şey rasyoneldir.
Ben sana bakarken, her şey tam tersine.

Benim savaşım zamanlaydı, ama kaybettim zamanla.
Bütün öldürülmüş duygularıma teker teker dokun şimdi.
Lirikal parmak uçlarınla, usulca.
Beni al koynuna, sakla.
Zamana verme beni.

Her dokunuşunda farklı bir pencere aç.
Sonra hepsine bir gökyüzü yerleştir.
Öpüşlerinde bir martı can bulsun.
Kanat çırptıkça seni hatırlayayım.


8 Nisan 2013 Pazartesi

Hatır

Ellerin ellerimde,
Beraber çıktığımız bir yolculuğun ardından
Yağmur yağar.
Ve
Bir kıraathane bulur,
İki kahve söyleriz.
Bilirsin pek çay insanı değilimdir.
Hem ne demişler,
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olurmuş.
Ben de kırk yılın hatırına kalırım
Sevdalın.

9 Şubat 2013 Cumartesi

Kırmızı Balık

Kelimelerinin tadına bakıyorum dudaklarında.
Dudakların göl, dudaklarım balık oldu.
Ve kırmızı balık gölde, kıvrıla kıvrıla yüzüyor
...

22 Ocak 2013 Salı

Tuz Adam

Tuz gibi bir adam. 
Ve tuzsuz hiçbir şey olmaz. 
Tuzu eksik bir kadın, tatlı bile değildir ki.

İçini yeriz adam.

Sen şefkatini de şehvetini de hep bize sakla.
Biri şu içimdeki koca kız çocuğu için,
Diğeri ise bu küçük kadın için.
Bilirsin, seni severiz.


Hep koynumuzda solumanı istiyoruz adam.
Çünkü sen kokladıkça bizi, akasyalarla bile bir olabiliriz.

Biz bir sana açız, yine sana susamış.
Doyasıya seni yemek istiyoruz,

Kana kana seni içmek.

Uzun lafın kısası;
Gecenin bu saatinde, gözümüzü bile kırpmadan seni seviyoruz adam.
Virgülden sonrasını tek nefeste oku.
Öpüyoruz.

10 Ocak 2013 Perşembe

Arka Fon

Bu ara sana çok ihtiyaç duyuyorum bayım.
Eve dönüş yolunda hep seni hayal ediyorum.
Kapı açıldığında açan ev arkadaşım değil de sen ol istiyorum.

Yatağa girdiğimde beni ısıtanın yorgan,
Sarılıp uyuduğumun da yastık değil, senin olmanı istiyorum.

Sana elimin ne kadar ağır olduğundan hiç bahsetmedim.
Muhtemelen ilk kavgamızda suratına geçireceğim yumrukla fark edeceksin bunu.
Ama hemen sonrasında da boynuna sarılmak istiyorum.
Çünkü senin boynun benim çatım bayım.
Ve ben o çatıdan fazla uzaklaşmak istemiyorum.

Sana hiç söylemedim ama kaybolmandan korkuyorum.
En çok da beni tekrar bulana kadar başına bir şey gelir diye korkuyorum.

Dudaklarını özledim,
Hemen hafta sonu gelsin dudaklarına kavuşayım istiyorum.
Çünkü alt dudağının kenarından sakalının başladığı yere doğru bir boşluk var.
Ve seni en çok orandan öpmeyi seviyorum.

Parmak uçlarıma gizlenen tenin, sarhoş ediyor gecenin yarılarında beni.
Sen hep saçlarımın arasında yüzdür parmaklarını,
Ben saçlarımla örterim üstünü,
Köprücük kemiklerimin arasını bulsun dudakların.
Bende dudaklarımla sustururum içini.


-Ve tüm bunlar olurken arka fonda gölgelerimiz olsun kafi.