İnsanların pisliklerini ulaştıramayacağı kadar uzakta olmak.
Ceketlerinin altındaki pislikten bahsediyorum tabi ki,
Hoş kendini hiç pis hissetmedi ki insan, ceketini rüzgarı kirletmemek için giysin.
Yüzündeki yaşanmamışlığa bir bak, nasıl da boş çizgilerin içi.
Tabi bir de fazla yaşanmışları var onun, bedeninin ondan iyi bildiği.
Belki tehlikeli bir sırra çekiliyor,
Belki pişmanlık eşiğinde dönüyordu.
Bu yine de bir sonrakine olan iştahının ikiye katlanmasını engellemiyordu.Belki pişmanlık eşiğinde dönüyordu.
Asla doyurulmayacak bir açlıktı onunki.
Çevresinde yiyecek bir şey kalmadığında kendini yiyip bitirecek bir açlık.
Tutunabilecek bir dal aramakla ilgiliydi galiba bu.
Ağaçtayken uzanamadığımız, yere düştüğünde ise dönüp bakmadığımız.
Sen iyisi mi açlığını bir nefesle bastırmaya çalış bu seferlik,
Sonra başla dudaklarından, kanamaya.
Ve gölgesini çekip üzerine, öylece uyu.