4 Haziran 2012 Pazartesi

Düşeş

Bir süredir yeryüzündeyim.
Kalpleri siyah olan insanlar tanıdım.
Diğer renkleri göremeyen.
İçlerindeki organ değil, sanki uzay boşluğu.
Soğuk insanlardır onlar.
Bozuk sebzeler gibi.

Bir de sohbetin eksik tarafı olan insanlar var.
Hal böyle olunca tüm cümlelerin sonu kırık.
Ne kadar kırılıyorsa o kadar kırıyor insan bazen.
Mesela ben kırılıyorum ama kırılmamazlıktan geliyorum.
Ama gerçek olan bir şey de var ki; kırılsa da hepimiz kabuğumuzu seviyoruz aslında.
Bu yüzdendir yalnızlık.

İçindeki bozuk çocuğun dünyamı yakacağından mı korktun?
Kalbimin kendi kendisini yemesinden daha büyük bir şeydi bu gerçek.
Gerçekler saçma hele de söz konusu olan senin gerçeklerinse.
Bırak gerçekleri düşler yaz sen krem rengi kağıtlara,
Sonra hepsini yakalım.
Beni göğsünde uyut.
Düşlerimden öp.

Düşlere inanan çok insan var.
Ama inanmak seninle yanlış, anlatamam kalsın.
Senle ben tavladaki zarlar gibiyiz biraz.
Ben pek de iyi sayılmam tavlada bilirsin.
O yüzden sen salla zarları düşeş gelirse, düşeriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder